Sean M. Carroll'dan bilim, natüralizm ve empirizm hakkında

<head><script async src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js?client=ca-pub-9197784698686564"

     crossorigin="anonymous"></script></head>

 Bu blog Sean M.Carroll'ın The Big Picture adlı kitabından. Sean M.Carroll bu sayfaların paylaşılmasına izin vermektedir. Kişisel tercümem, profesyönel akademik tercümesi temin edilirse blogu o doğrultuda güncellerim.

Bilim, bazen metodolojik natüralizme tabi diye betimlenir: sadece doğal aleme dayalı açıklamaları değerlendirmeyi tercih eden ve doğal olmayan fenomenler tarafından olası müdahaleleri yok sayan sistem olarak nitelenir. Bu niteleme bilim destekçileri tarafından da kullanılır, kısmi olarak politik ve stratejik nedenlerden ötürü. Amerika Birleşik Devletleri uzun süredir yaratılışçılık (“biyolojik türler tanrı tarafından yaratıldı” görüşü) VS Darwin’in doğal seleksiyon teorisi öğretilmesi tartışmalarından bezdi. Akıllı tasarım (İngilizce: Intelligent Design) adlı yaklaşım öne sürüldü yaratılışçılığın “bilimsel” versiyonu olarak, bunun din olarak değil bilim olarak öğretilebilmesi amacıyla. Yaratılışçılık karşıtları bazen bu argümana metodolojik natüralizm ilkelerine başvurmakla yanıt verdi: onların görüşüne göre, Akıllı tasarım teorisindeki doğaüstü yaratıcıya olan atıf bu teoriyi anında bilimden diskalifiye etti. National Academy of Sciences gibi bir otorite şöyle yazdı:

Bilim doğal alemi doğal süreçler üzerinden açıklamakla sınırlı olduğundan dolayı, açıklamalarında doğaüstü nedenselliğe yer veremez. Benzer şekilde, bilim doğaüstü güçler hakkında ifadede bulunmaktan menedilmiştir çünkü onlar bilimin alanından dışarıdadır.

Aslında böyle değil. Bilim gerçeği tespit etmekle ilgilenmelidir, gerçek her ne olması mümkünse de – doğal, doğaüstü ya da başka bir şey.

Metodolojik natüralizm olarak bilinen duruş, bilim taraftarları tarafından en iyi niyetle kullanılsa bile, cevabın bir kısmını önceden varsaymaya eşit olur. Amacımız gerçeği bulmak ise o bizim yapabileceğimiz en büyük hataya yakındır.

Neyse ki bu, bilimin aslında ne olduğunun da hatalı nitelenmesidir. Bilim metodolojik natüralizm ile değil de bilginin sadece düşünce ile değil, dış dünyayı tecrübemiz ile elde edildiği görüş olan metodolojik empirizm ile tanımlanmıştır. Bilim bir tekniktir, çıkarımlar seti değildir. Bu teknik, alemi olması mümkün olan tüm olasılıkları (teoriler, modeller vs) kadar çeşitli yollarda hayal etmek ve sonra alemi mümkün kadar dikkatli gözlemlemektir. Bu geniş nitelemenin içine aldığı bilim dalları sadece jeoloji ve kimya gibi tanınmış bilimler değildir, aynı zamanda psikoloji ve iktisat gibi, hatta tarih gibi dalları da kapsar. Bu, çok insanın etrafındaki alemi keşfetmesinin kötü betimlemesi değildir.  Yine de bilimin kimliği sadece “sağduyu (İngilizce: reason)” ve “rasyonellik” ile saptanmamalıdır. Bu durum matematik veya mantığı kapsamaz,  estetik ve ahlak gibi yargılama meselelerine de bakmaz. Bilimin basit bir amacı vardır: alemin nasıl olduğunu keşfetmek. Olası tüm yolları değil, nasıl olması gerektiği de değil bilimin amacı, sadece nasıl olduğunu tespit etmektir bilimin amacı.

Bilimin uygulamasında doğaüstüyü baştan meneden hiçbir şey yoktur. Bilim gözlemlediğimiz şeylere en iyi açıklamayı bulmaya çalışır ve en iyi açıklama doğal olmayan ise bilim bizi o sonuca götürmüş olurdu. Bilim insanlarının bulacağı olası en iyi açıklamanın doğal alemin ötesine götüreceği durumları kolaylıkla hayal edebiliriz. İsa’nın ikinci gelişi gerçekleşebilirdi: İsa yere dönebilirdi, ölüler diriltilebilirdi ve İsa’nın yargısı gerçekleşebilirdi. Öyle durumda hisleri aracılığıyla o delillerle yüzleştikten sonra sadece doğal açıklamaları değerlendirelim diye ısrar edecek bilim insanı topluluğu çok kalın kafalı bilim insanlarından ibaret olurdu.

Bilimve natüralizm ilişkisi bilimin natüralizmi farz etmesi değildir: bu ilişki bilimin natüralizmi elimizdeki mevcut açıklamalardan en iyisi olduğuna karar vermesidir. Aklımıza gelebilecek tüm ontolojileri sıralıyoruz, onlara bazı ön-itimat tanımlarız, toplayabildiğimiz kadar bilgi/veri toplarız ve o tanımlanmış itimatları bulgulara göre güncelleriz. Sürecin sonunda natüralizmin elimizdeki delillere en iyi açıklama verdiğini görürüz ve natüralizme en büyük itimadı veririz. Yeni bir bulgu ileride bu itimatlarımızda değişikliklere götürebilir ama şu anda natüralizm kendi alternatiflerinin çok önündedir.

Comments

Popular posts from this blog

Bilimsel yöntemin yapısı: Bilim natüralist değil empiristtir (Kırmızı Asa serisinin bilim hakkındaki dezenformasyonlarına cevap)

Din Sömürüsünden Felsefe Sömürüsüne - 1: Öncül dergisinin Yeni Ateizm paradigması üzerine yanılgısı